Adana’da üç bekçi, yüzde 25 zihinsel engelli 14 yaşındaki kızın hayatını kabusa çevirdi. Bekçilerden biri, iddiaya göre, yakınlaşmaya başladığı kız çocuğunu bir…
Adana’nın Ceyhan ilçesinde yaşanan bu olay, mide bulandırıcı detaylarıyla herkesi şoke etti. Her şey 2022 yılında başladı. O zamanlar sadece 14 yaşında olan ve yüzde 25 zihinsel engelli olan C.İ., yaşadığı ailevi sorunları mahallede devriye atan çarşı ve mahalle bekçileriyle paylaştı. Bu masumane yardım arayışı, maalesef genç kızın hayatını cehenneme çevirdi. İşte detaylar…
ADANA CEYHAN İLÇESİNDE YAŞANAN OLAY MİDE BULANDIRICI DETAYI İLE HERKESİ ŞOK ETTİ
Bekçilerden biri olan O.D., C.İ.’yi okul çıkışında alarak boş bir araziye götürdü. Burada C.İ.’ye tecavüz etti. Ama bu olay sadece bununla sınırlı kalmadı. Bekçi, C.İ.’yi başka bekçilerle de cinsel ilişkiye zorladı. Bu korkunç sürecin devamında çocuğa uyuşturucu madde verildi ve ailesinin öldürüleceği tehdidiyle susturuldu. C.İ. tüm bu yaşananları ailesinden sakladı, çünkü hayatı ölüm tehditleriyle kontrol altına alınmıştı.
C.İ.’nin yaşadıkları, zamanla daha da karanlık bir hal aldı. Bekçiler, C.İ. ile iletişimi kesmedi. Telefonla yüzlerce saat boyunca görüştüler. Bu görüşmeler, bekçilerin ne kadar sistematik ve planlı bir şekilde bu suçu işlediğini gösteriyor. Olayın ortaya çıkmasıyla birlikte bekçilerin durumu reddetmeleri şaşırtmadı. Ama işin en rahatsız edici tarafı, bu kişilerin hala görevlerine devam ediyor olmaları. Yani, bu ağır iddialara rağmen işlerini yapmaya devam ediyorlar ve adaletin ne zaman sağlanacağı belirsiz.
İşin ilginç bir diğer yanı ise, bu olayların sadece sözlü beyanlarla sınırlı kalmaması. Bekçilerin bulunduğu bir Telegram grubunda bu olaylarla ilgili yazışmalar ortaya çıktı. Bu yazışmalar, iddiaları destekler nitelikte. Yani, bu korkunç suçların izi, teknolojik platformlarda da sürülebiliyor.
C.İ.’nin annesi, kızının yaşadığı bu dehşet dolu olaylardan habersizdi. Genç kız, ölüm tehditleri yüzünden yaşadıklarını ailesine anlatmaktan korkmuştu. Ancak zamanla olaylar gün yüzüne çıkınca, anneye “Şikayetinden vazgeç” baskıları yapılmaya başlandı. Telefonla aranan anne, bu baskılar karşısında ne yapacağını bilemez hale geldi.
Şu anda sevgi evinde kalan C.İ., yaşadığı travmalarla baş etmeye çalışıyor. Ancak bu durum, ne yazık ki daha geniş bir sorunun sadece bir parçası. Bu tür olaylar, yetkililerin bu tür şikayetleri ne kadar ciddiye alıp almadığı konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor. Adaletin ne zaman sağlanacağı, bekçilerin yargılanıp yargılanmayacağı ise büyük bir muamma olarak duruyor.
Olayın en acı yanı ise, bu tür olayların sadece bireysel bir trajedi olmaktan çıkıp toplumsal bir sorun haline gelmesi. Genç kızlar, kadınlar ve çocuklar, bu tür istismar ve suçlardan korunmak için çok daha fazla desteğe ve korumaya ihtiyaç duyuyor. Ancak görüldüğü üzere, bu koruma mekanizmaları çoğu zaman yetersiz kalıyor.
Özetle, C.İ.’nin yaşadıkları sadece bir bireyin trajedisi değil, aynı zamanda toplumun vicdanını sarsan bir olay. Bu olayın üzerine gidilmesi, adaletin sağlanması ve benzer olayların tekrar yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması şart. Bekçilerin hala görevde olması ve yargı sürecinin başlamamış olması ise, bu tür olaylarda ne kadar yol alınması gerektiğini gösteriyor. C.İ.’nin hikayesi, toplum olarak ne kadar büyük bir sınavdan geçtiğimizi hatırlatıyor. Bu sınavı geçip geçemeyeceğimiz ise henüz belli değil.