İstanbul‘un Bahçelievler ilçesinde bulunan Zafer Mahallesi‘nde yer alan 1980’de yapıldığı tahmin edilen zemin+5 katlı bir binada (haber sitelerinde 7 katlı olduğu söyleniyor ama binanın 2 yıl önce çekilmiş resminde bunun doğru olmadığı görülüyor) kısmi çökme (zemin kat ve 1. kat’ta) meydana geldi. Olay, 27 Haziran 2024 Perşembe günü sabah saatlerinde (04:28 sularında) yaşandı. Binanın çökmesi sonrasında yetkililer hızla harekete geçerek, AFAD, itfaiye, polis ve sağlık ekiplerini olay yerine yönlendirdi.
Yapılan dinlemelerin ve tespitlerin ardından İstanbul Valiliği tarafından yapılan açıklamada, herhangi bir can kaybının veya yaralanmanın olmadığı belirtildi. Çevrede bulunan diğer 3 binanın tedbir amacıyla boşaltıldığı ve güvenlik önlemlerinin alındığı ifade edildi.
Olaya tanık olanlar, gece saatlerinde yoğun bir ses (çatlama sesleri) duyduklarını, hemen ardından binada yaşayanların dışarı çıktığını ve kaçınılmaz son olarak bina çökmesinin gerçekleştiğini aktardılar. Binada arama-kurtarma çalışmalarının sürdüğü bildirildi.
Bölgede yaşayan vatandaşlar, çevredeki yapıların genel olarak eski olduğunu ve kentsel dönüşüm ihtiyacının önemli olduğunu vurguladılar. Bazı tanıklar, çevredeki inşaat çalışmalarının da binaları etkilediğini dile getirdiler.
Olayın ardından Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır, bina hakkında detaylı bilgiler vererek, yapılan eklemelerin (3 kat) 1994 yılında gerçekleştirildiğini belirtti. Bina içinde bulunan daire sayısının toplamda 9 olduğu tahmin ediliyor.
Yetkililer, olayın neden kaynaklandığını araştırmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. İlgili merciler, bina sahibi ve çevre sakinlerine destek sağlamak üzere gerekli adımları atmaya devam ediyor.
Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Çıkmazı!
Türkiye’de deprem gerçeği varken insanlarımızın neden hala (10-20 m2 daha fazla alabilmek için) kentsel dönüşüme karşı çıktıklarını anlamak zor, değil mi? Diğer taraftan Devletin de ev sahipleri lehine biraz daha fazla destek çıkması ve teşvik etmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Ama bir taraftan da kaçak yapı yapıp yıllarca oturduktan sonra yapıp-oturduğu evin (tapusu olmadığı halde) kendine ait olduğunu ve hak sahibi olduğunu iddia eden vatandaşlarını da es geçmeyip daire veren (örnekleri mevcut) Devletimizin hakkını yiyemeyiz. Örneği detaylandırmak istemiyoruz ama şu şekilde üstü kapalı olarak anlatalım isterseniz. Daha önce istanbul Avrupa yakasında eski bir yapılaşmanın olduğu yerde yapılan kentsel dönüşüm projesinde, tapusu olmadığı halde yaygara çıkartıp haberlere konu edilip madur sıfatıyla konuşturulan kişilere dahi Devletimizin (olaylar büyümesin ve bir an önce çözülsün diye) yine de milyonluk daire verdiğini bilenler biliyor..
- Aslına bakarsanız kentsel dönüşüm zorunlu olmalı.
- Aynı zamanda şu an bile yapımı devam eden projelerin yetkin müşavirlik firmaları tarafından kontrol edilmesi zorunluluğu getirilmesi gerekiyor diye düşünüyoruz. Herhalde bu, tek bir insanın canından daha kıymetli değildir değil mi!
- Cumhurbaşkanı’mızın da dediği gibi yatay mimariye yönelip, kendini kanıtlamış tünel kalıp sistemiyle hızlıca yapıların oluşturulması en güvenilir olanı görülüyor.
- Mahalle konsepti ile dizayn edilen binaların tüm bodrumlarının birleştirilerek otopark olarak projelendirilmesi ve site tarzı gibi ‘sıfır kotu’na araç girişi olmayıp çocukların oynayabileceği parklar ve vatandaşların piknik yapabileceği yeşil alanlar olarak tasarlanan peyzaj projelerinin çok hoş ve kullanışlı olacağını düşünüyoruz. Diğer taraftan işgal edilen arazinin çatılara çıkartılarak tüm çatıların yeşil alan olarak (tarla, sebze-meyve vs) projelendirilip, vatandaşın kendi sebze meyvelerini yetiştirmesinin önü açılabilir. Bunun bir diğer faydası da, söylediğimiz gibi işgal edilen toprağı tekrar geri kazanmış olursunuz. Bunun uçuk bir fikir olmadığı ve yapılabilirliği hakkında güzel bir video paylaşmak istiyoruz.
Kentsel dönüşümün şart olduğunu ve acilen çok hızlı bir şekilde hızlanması gerektiği konusunda daire sahiplerinin yanında tüm vatandaşların (kamu spotlarıyla ve eğitim kurumların da müfredatlarında bu konuya yer vererek nesillerimizin) acilen bilinçlenmesi ve bilinçlendirilmesi ümidiyle….
